100 gün önce Hamas, Gazze Şeridi’nden İsrail’e yüzlerce füze ateşledi ve milisler karadan girerek İsrail kontrolündeki topraklarda saldırı düzenledi. Saldırının ardından İsrail, Hamas’a savaş ilan ederek Gazze’ye sivil-milis ayrımı gözetmeksizin saldırılarda bulunmaya başladı. Gazze’nin büyük bölümünü yerle bir eden saldırıların 100. günü itibariyle 10 bin 400’ü çocuk, 7 bin 100’ü kadın olmak üzere 23 bin 843 Filistinli öldürüldü, en az 60 bin kişi yaralandı. Savaşta bin 500’den fazla da İsrailli öldürüldü.
İsrail’in saldırıları savaşın 100. günü itibarıyla sürerken, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda da Güney Afrika’nın İsrail’e açtığı “soykırım davası” görülüyor.
İşte 100 günde yaşananlar…
Hamas, 7 Ekim’de “İsrail’in Mescid-i Aksa ve Filistinlilerin kutsal değerlerine yönelik saldırılar ile İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında sürdürdüğü insan hakları ihlallerine” karşılık olarak “Aksa Tufanı” adlı kapsamlı bir saldırı başlattığını duyurdu. Saldırıda birçok sivil, Gazze Şeridi’ne kaçırıldı. Şerit yakınlarında düzenlenen bir festivale yapılan baskında Siviller’e uygulanan şiddet uluslararası toplumun tepkisini çekti.
İsrail ordusu, aynı gün savaş durumu ilan ettiğini duyurup, Gazze Şeridi’ne yönelik yoğun hava saldırısı başlattı ve sonraki süreçte de Gazze’yi işgal etti.
Tel Aviv’in başlattığı Gazze Şeridi’ni büyük yıkıma uğratan ve soykırıma varmakla suçlanan saldırılar, 100 gündür devam ediyor.
Gazze Şeridi’ne gıda, elektrik ve yakıt akışını kesen İsrail, insani yardımları da engelliyor
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, 9 Ekim’de yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin tam kuşatmaya alınacağını ve bölgeye elektrik, gıda ve yakıt girişine izin verilmeyeceğini duyurdu.
İsrail güçleri, sonraki günlerde de Gazze’ye insani yardımların girişini engelledi; elektrik, gıda ve yakıt akışını kesti.
Batılı ülkelerin çoğu hariç olmak üzere uluslararası toplum, İsrail’in bölgeye gıda, elektrik ve yakıt akışını keserek savaş suçu işlediğini vurguladı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze’ye saldırılarla “Orta Doğu’yu değiştireceklerini” iddia etti. Gallant da 10 Ekim’de yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin “tüm kısıtlamaları kaldırdığını ve tam taarruza” geçtiğini duyurdu.
Bu açıklamadan sonra İsrail, Gazze’ye hava saldırılarını şiddetlendirdi. Saldırılarda hedef gözetmeksizin yerleşim yerleri, hastaneler, okullar, camiler ve kiliseler vuruldu.
Batılı ülkeler İsrail’in saldırılarını destekledi
Birçok Batılı ülke, İsrail’in saldırılarına destek verdi.
Washington yönetimi, İsrail’e destek için bölgeye uçak gemileri sevk etti.
ABD, Gazze’de ateşkes çağrısında bulunan kararları veto ederek BMGK’yi “felç etti”
BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) veto yetkisi olan ABD, ateşkes çağrılarını veto ederek BMGK’yi işlevsiz hale getirdi.
Ateşkes çağrısı yapan kararları veto eden ABD, bunun yerine “çatışmalara insani ara” verilmesini isteyince 16 Kasım’da Gazze’de çatışmalara “acil ve uzatılmış ara verilmesi” talep edilen karar tasarısı BMGK’de kabul edildi.
İsrail, esir takası mutabakatıyla saldırılara kısa süreli ara verdi
Karar sonrasında İsrail ile Hamas arasında varılan esir takası mutabakatı çerçevesinde çatışmalara 4 gün “insani ara” verilmesine ilişkin uzlaşma sağlandı.
Mutabakatın süresi daha sonra 3 gün daha uzatıldı. 24 Kasım’da uygulamaya giren mutabakat çerçevesinde, Gazze Şeridi’nde tutulan 81 İsrailli esire karşılık, İsrail hapishanelerindeki 240 Filistinli esir serbest bırakıldı.
İsrail, Gazze Şeridi’ne 65 bin tondan fazla bomba attı
İsrail, “insani aranın” dolmasından sonra Gazze Şeridi’ndeki işgalini ve saldırılarını genişletti.
Gazze’deki hükümetin 13 Ocak’ta yayımladığı verilere göre, şu ana kadar Gazze Şeridi’ne, 65 bin tondan fazla bomba atan İsrail’in saldırılarında 439 bin evden 359 bini ya tamamen yıkıldı ya da hasar gördü.
Yerleşim yerlerinin, hastanelerin, okulların, üniversitelerin, tarihi cami ve kiliselerin, fabrikaların, alışveriş merkezlerinin adeta yok edildiği bombardımanlar sonucunda Gazze’deki sivil altyapı tahrip edildi.
Gazze Şeridi’nde 388 cami de ya tamamen yıkıldı ya da tahrip edildi. Bombardımanların hedefi olan 3 antik kilise büyük tahribata uğradı. 390 okul bombalanırken bunlardan 95’i tamamen yıkıldı.
İsrail güçlerinin saldırıları ve işgali nedeniyle Gazze Şeridi’ndeki 36 hastane 8’i hariç hizmet veremez duruma geldi.
“İsrail, siviller için ‘güvenli alan’ ilan ettiği bölgeleri ABD’nin sağladığı 1 tonluk bombalarıyla vurdu”
İsrail güçleri, Gazze Şeridi’nde daha önce “güvenli alan” ilan ederek sivilleri yönlendirdiği Gazze’nin güneyini de bombaladı.
ABD’nin The New York Times (NYT) gazetesi ile CNN televizyonunun 22 Aralık 2023’te yapay zeka destekli görsel kanıt analizine dayandırdığı haberlerinde, İsrail’in, Gazze’de siviller için güvenli olarak belirlediği alanlarda ABD’nin verdiği yüksek tahrip gücüne sahip yaklaşık 1 tonluk yüzlerce MK-84 bombası kullandığının tespit edildiği belirtildi.
NYT, ABD’nin Gazze’de hastaneleri, okulları ve yerleşim yerlerini bombalayan ve on binlerce Filistinliyi öldüren İsrail’e, saldırıların başladığı ekim ayından 22 Aralık’a kadar 5 binden fazla MK-84 tipi bomba gönderdiğinin bilgisini verdi.
İsrail, Gazze Şeridi’ndeki Filistinlileri göçe zorluyor
İsrailli siyasiler ve yetkililerin, son haftalarda Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin göçe zorlanması yönünde açıklamaları bölgesel ve uluslararası kamuoyunda tepkilere yol açtı.
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, “Suriye ve Ukrayna’daki gibi” Gazze’deki Filistinlilerin de göç ettirilmesi için çalışacakları tehdidinde bulundu.
İletişim Bakanı Shlomo Karhi de Gazze halkının, saldırıların sürdürülmesi yoluyla “gönüllü göçe” zorlanması gerektiğini söyledi.
ABD yönetimi de İsrail hükümetinin Gazzelileri tehcir politikasına karşı çıktı.
Gazze’de “güvenli alan” kalmadı, 2 milyon insan yerinden edildi
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 23 Aralık’ta yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze’de siviller için neden olduğu ölüm ve yıkıma dikkati çekti.
Gazze’de 136 BM çalışanının öldürüldüğünü aktaran Guterres, “Bu, Birleşmiş Milletler tarihinde daha önce hiç görmediğimiz bir şey. Gazze’de hiçbir yer güvenli değil.” dedi.
Gazze’deki hükümetin Medya Ofisinin 13 Ocak’ta paylaştığı verilere göre, 2 milyon 300 bin insanın yaşadığı Gazze’de 2 milyon kişi yerinden edildi.
İran, Hamas ve Hizbullah’ın üst düzey yetkililerine suikastlar düzenlendi
İran Devrim Muhafızları Ordusunun Suriye’deki komutanlarından Razi Musevi, 25 Aralık’ta İsrail’in Şam yakınlarına düzenlediği füze saldırısında hayatını kaybetti.
Uluslararası basında Tel Aviv yönetimine bağlı olduğu belirtilen güçler, 2 Ocak’ta da Beyrut’ta “Hizbullah’ın kalesi” olarak bilinen Dahiye bölgesinde Hamas ofisini hava saldırısıyla hedef alarak Hamas’ın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri’yi öldürdü.
8 Ocak’ta Hizbullah’ın üst düzey saha komutanlarından Visam Hasan Tavil’e suikast düzenlendi.
Saldırılar, özelikle Hizbullah ile İsrail arasında devam eden kontrollü çatışmaların topyekün savaşa dönebileceği endişelerine yol açtı.
İsrail’e yönelik soykırım suçlamaları Uluslararası Adalet Divanı’na taşındı
Güney Afrika, 29 Aralık 2023’te, 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhinde dava açtı.
Türkiye, Pakistan, İran, Suudi Arabistan, Malezya, Brezilya gibi ülkeler davayı desteklerken ABD yönetimi, İsrail’e karşı açılan davayı “haksız ve tamamen dayanaktan yoksun” olarak niteledi.
BM’nin en yüksek yargı organı Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açılan davanın ilk duruşması 11 Ocak’ta görüldü.
Halka açık yapılan ve canlı yayınlanan duruşmanın ilk gününde UAD yargıçları, Güney Afrika’nın ihtiyati tedbir taleplerini dinledi ve Güney Afrika tarafı, İsrail’e yönelik suçlamalarını gerekçe ve delilleriyle Divan’a sundu.
Güney Afrika, durumun aciliyeti sebebiyle UAD’den tedbir kararına hükmetmesini talep ederken duruşmaların tamamlanmasının ardından mahkeme, karar için müzakere sürecine girdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Teslim ettiğimiz belgelerle İsrail’in mahkum olacağına inanıyorum”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuyla ilgili 12 Ocak’ta yaptığı açıklamada, İsrail’e karşı Güney Afrika tarafından açılan soykırım davası için Türkiye’nin UAD’ye belgeler sunduğunu hatırlattı.
Türkiye’nin sunduğu belgelerin ciddi manada değerlendirildiğini belirten Erdoğan, “Bu belgeleri artırarak vermeye devam edeceğiz ve inanıyorum ki şu anda bizim o teslim ettiğimiz belgeler, ağırlıklı olarak görsel belgeler de söz konusu ve bu belgelerle İsrail orada mahkum olacaktır.” ifadelerini kullandı.
ABD, Kızıldeniz’de İsrail ile ilişkili gemileri hedef alan Yemen’deki Husileri vurdu
Yemen’deki İran destekli Husiler, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına karşı 31 Ekim’den bu yana Yemen açıklarında İsrailli şirketlere bağlı ticari gemilere el koymaya ve bazılarına da dron ve füzelerle saldırılar düzenlemeye başladı.
Husilerin eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi de Kızıldeniz’deki seferlerini durdurma kararı aldı.
Bunun ardından ABD ve İngiltere, Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarına misilleme olarak 11 Ocak’ta Yemen’de bazı hedefleri vurdu.
Saldırılarla, Gazze’deki durumun bölgeye yayılacağına dair endişeler arttı.