Avrupa Müslüman Forumu, Filistin Kadılığı ve Yeniden Refah Partisi tarafından Çırağan Sarayı’nda düzenlenen Filistin İçin Avrupa Zirvesi’nde, “Küresel Toplum Gazze’de Soykırıma Karşı” ve “Küresel Ümmet Filistin Meselesine Adil Bir Çözüm İstiyor” başlıklı ikinci ve üçüncü oturumlar yapıldı.
İkinci oturumda konuşan Yunanistan Müslümanlar Derneğinden Anna Stamou, Filistin’de yaşananların tarihi arka planının bilinmesinin önemli olduğunu vurgulayarak Filistinlilerin istediği tek şeyin, farkındalığın artması olduğunu belirtti.
Konuya yönelik medyada da birçok yanlış bilgi dolaştığını söyleyen Stamou, “İşte bizler de bu yüzden buradayız. Gerçekleri söylemek, farkındalığı artırmak için buradayız.” dedi.
İsrail’in kendini savunduğunu söyleyen haberlere yönelik “Sömürgeci bir ülke kendini kimden koruyor ki?” diyen Stamou, dayanışma içinde olmaya ve farkındalığı artırmak gerektiğine dikkati çekti.
Latin Amerika Müslüman Derneği Genel Sekreteri Sheikh Hussein Al-Sayfi de Brezilya’da Filistin için haftalık gösteriler yapıldığını kaydetti.
Al-Sayfi, Brezilya’nın Filistin meselesinde diğer ülkelere göre farklı bir yaklaşımı olduğuna işaret ederek Türkiye’ye de “dik duruşu” için övgülerde bulundu.
Neturei Karta isimli Anti-Siyonist Ortodoks Yahudi gruptan Rav David Shloma Feldman, toplantının sebebinin Gazze’de yaşanan “korkunç gelişmeler” olduğunu söyledi.
Gazze’de çok fazla sayıda kadın, erkek ve çocuğun öldürüldüğünü hatırlatan Feldman, “Bizim de ailelerimiz, çocuklarımız var. Bu görüntüleri görmek istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Feldman, bu görüntüleri durdurmak ve farkındalık yaratmak için insanların ellerinden geleni yapmaları gerektiğini vurguladı.
Filistin’deki durumun uzun süredir devam ettiğinin ve “vahşi bir işgalin” devamı olduğunun altını çizen Feldman, Filistin’de çok ciddi bir trajedi yaşandığını söyledi.
Rusya Uluslararası Müslüman Avukatlar Birliği Başkanı Marat Gaziev de İsrail’in, “suçlu olduğunu ve adil olmadığını” belirtti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu eleştiren Gaziev, bölgenin uzun süredir sorunlu olduğunu da sözlerine ekledi.
“İsrail tereddütsüz suç işlemeye devam edecek”
Üçüncü oturumda konuşan Rusya Müftüleri Konseyi Başkanı Müftü Nafigulla Ashirov da Filistin meselesinin çözümünün Müslüman ülkelere ait olmadığını çünkü bu ülkelerin ekonomik, siyasi ve askeri anlamda mutlak egemenliklerinin bulunmadığını ifade etti.
Dünyada tam egemenliğe ve özgürlüğe sahip iki devletin ABD ve İsrail olduğunu aktaran Ashirov, “Bu sorunu çözebilecek de bu ülkeler. İsrail’i lanetleyip protesto edebiliriz ama İsrail, en ufak bir kuşku duymadan tereddüt etmeden bu suçları işlemeye devam edecek. Bizim lanetlerimizi, kınamalarımızı hiç dinlemeden bu savaş suçlarını sürdürecektir.” diye konuştu.
İrlanda İslam Merkezi Müftüsü Ömer El-Kadri, uzun süredir devam eden bir adaletsizlik ve zulüm olduğuna dikkati çekerek İsrail ordusunun saldırganlığının sürdüğünü dile getirdi.
Filistinlilerin yaşadığı zorlukların ekimde başlamadığını kaydeden El-Kadri, onların karşılaştıkları bu zorlukların 70-80 yıldır devam ettiğini ve dünyanın buna seyirci kaldığını belirtti.
El-Kadri, Avrupa hükümetlerinden insan haklarını destekleyenlerin bu yaşananlar sırasında sessiz kaldığını ve suç ortağı olduğunu vurgulayarak “Avrupa’nın insanlığa destek olması, hakkını savunması gerekiyor. Hiçbir Filistinli, hiçbir masum İsrailli, hiçbir masum insan ölmeyi hak etmiyor.” dedi.
Filistin’in egemen bir devlet olarak Avrupa Birliği tarafından tanınması gerektiğine işaret eden El-Kadri, sadece yardım gönderilmesinin yeterli olmadığının altını çizdi.
Danimarka İslam merkezi İmamı Abdul-wahed Pedersen, Müslüman liderlerin eleştirilmesine ilişkin aslında herkesin eleştirilmesi gerektiğini belirterek bunun sadece dinle ilgili olmaması gerektiğine ve insani ilkeler olduğuna dikkati çekti.
Avrupa’da adaletin ve insan haklarının elçisi olmakla övünüldüğüne işaret eden Pedersen, “Ama iki yüzlülük hiç böylesine ortaya çıkmamıştı, hiç bu kadar yüzümüze vurarak bu kadar aşikar bir şekilde iki yüzlülük yapılmamıştı. Sokaklarda on binlerce kişi gösteri düzenliyor, siyasetçiler hiçbir şey yapmıyor çünkü onların çıkarlarına hizmet ediyor.” değerlendirmesini yaptı.
Sivil toplum kuruluşu LEGIS’in Başkanı Mersiha Smailovich, Makedonya halkı olarak Filistinlilerin yanında olduklarını ve orada olanları kınadıklarını vurgulayarak, “Maalesef bizim hükümetimiz Avrupa’daki pek çok hükümeti gibi İsrail tarafında. Bu bizim zayıf tarafımız.” diye konuştu.
Oturumların ardından deklarasyon yayınlandı
Filistin İçin Avrupa Zirvesi, oturumların ardından yayımlanan “Boğaziçi Deklarasyonu” ile sona erdi.
Deklarasyonda, “Bu önemli buluşma, Gazze Şeridi’ndeki ve Filistin’deki soykırımın sona erdirilmesi talebinde birleşen Yahudileri, Hıristiyanları ve Müslümanları bir araya getirdi.” denildi.
Uluslararası hukuka göre Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkına ve başkenti Kudüs olan bir Filistin devletine sahip olması gerektiği vurgulanan deklarasyonda, İsrail kurulmadan önce Avrupalı Yahudilerin yaşadığı trajedinin bir benzerinin, bugün İsrail tarafından Filistinlilere yaşatıldığı, Filistinlilerin yer değiştirmeye zorlanmasına karşı çıkılması gerektiği belirtildi.
Deklarasyonda, İsrail askerlerinin Gazze şeridinden çekilmesi ve insani yardım kuruluşlarının işgal altındaki topraklarda çalışmalarını artırması, siyonizme açık destek veren firmaların boykot edilmesi, İsrailli yetkililerin Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanması için baskı yapılması ve İsrail’in üyesi olduğu uluslararası kuruluşlar tarafından üyeliğinin askıya alınması gerektiği vurgulandı.